Y­a­k­ı­n­d­a­ ­U­z­a­y­d­a­ ­F­i­l­m­ ­Ç­e­k­e­c­e­k­ ­T­o­m­ ­C­r­u­i­s­e­’­u­n­ ­G­i­z­l­i­ ­A­j­a­n­ ­O­l­m­a­d­ı­ğ­ı­ ­1­0­ ­Ş­a­h­a­n­e­ ­F­i­l­m­i­

Y­a­k­ı­n­d­a­ ­U­z­a­y­d­a­ ­F­i­l­m­ ­Ç­e­k­e­c­e­k­ ­T­o­m­ ­C­r­u­i­s­e­’­u­n­ ­G­i­z­l­i­ ­A­j­a­n­ ­O­l­m­a­d­ı­ğ­ı­ ­1­0­ ­Ş­a­h­a­n­e­ ­F­i­l­m­i­

Uzun kariyeri boyunca birçok filmde ve farklı karakterde karşımıza çıkan Tom Cruise, her ne kadar ajan ve asker rolleri ile bilinse de aslında farklı rolleri oynamayı da seviyor. Kariyerine genellikle dram ve romantik filmlerde oynayarak başlayan Tom Cruise, Top Gun ile asker rolünde büyük başarı elde ettikten sonra hâliyle doğal olarak kariyeri de bu yola doğru evrilmiş oldu.

Görevimiz Tehlike serisi ile özellikle ajan rolünde kariyerinin zirvelerine ulaşan Tom Cruise’un oyunculuk kabiliyetleri tabi ki sadece bu rollerle sınırlı kalmıyor. Hollywood sinemasının efsanelerinden biri hâline gelen Tom Cruise’un gizli ajan olmadığı en iyi filmlerini sıralıyor ve bu filmlere yakından bakıyoruz.

tom cruise filmleri

İLGİLİ HABER

Tom Cruise, Görevimiz Tehlike 7 Setinde Sosyal Mesafe İhlal Edilince Çileden Çıktı (Küfür Kıyamet)

Yapısı gereği Şeytan’ın Avukatı, gerilimi nedeniyle Rosemary’s Baby filmlerine oldukça benzetilen The Firm, çiçeği burnunda genç bir avukatın hikâyesini ele alıyor. John Grisham’ın aynı isimli romanından uyarlanan bu filmde, genç bir avukat olan Mitch McDeere (Tom Cruise) Memphis’te bir hukuk şirketinden yüksek maaşlı iş teklifi alır.

Karısı ile Memphis’e taşınan Mitch önce borçlarını kapatır, ardından yeni ev, yeni araba derken lüks içinde yüzmeye başlar. Tabi bu bir film, bu yüzden güzel giden her şey; Mitch’in çalıştığı şirketin karanlık yüzünü öğrenmeye başlamasıyla bozulmaya yüz tutar.

1997 yılında çekilen Open Your Eyes isimli ünlü İspanyol bilim kurgu filminin yeniden yapımı olan Vanilla Sky, bizleri gerçeklik algımızı sorgulatan bir yolculuğa çıkarıyor. Babasının medya imparatorluğunun başına geçen David Aames, her şeye sahip zengin ve yakışıklı bir gençtir. Fakat işler yine yolunda gitmez ve David ağır bir trafik kazası geçirir. Yüzünde oluşan ağır deformasyonlar sonucu bir maske ile gezmeye başlayan David, neyin gerçek neyin rüya olduğunu anlayamadığı bir aşk üçgenin içine düşer.

Yazar Walter Tevis’in aynı isimli romanından uyarlanan The Color of Money, bir olgunlaşma öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Paul Newman’ın En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü aldığı bu filmde yaşlı ve deneyimli bilardo efsanesi Eddie, genç, bir hâyli yetenekli ve bilardoyu çok seven Vincent ile tanışır.

Vincent’ta kendi gençliğini ve ışığı gören Eddie, Vincent ve sevgilisini yanına alarak ülkedeki bilardo turnuvalarını dolaşmaya başlar. Henüz yolun başında olan Vincent ise yaptığı hatalardan ders alarak Eddie’nin yardımı ile usta bir bilardocu olma yolunda adımlarını atmaya başlar.

Evet, şu an üzerinde yaşadığımız Dünya, Oblivion filminde bir zamanlar “Dünya” olarak adlandırılan gezegen hâline geliyor. Tron filminin de yönetmenliğini yapan Joseph Kosinski, Oblivion filmini kendi çizgi romanından beyazperdeye uyarladı. Filmde Jack isimli bir teknisyen/askeri canlandıran Tom Cruise, büyük yok oluştan önce dünyanın nasıl bir yer olduğunu araştırmak ve kullanılabilir kaynakları keşif için dünyaya gönderilir. Fakat dünyanın yok olmasına neden olan uzaylı ırkı hâlâ dünyada yaşamaktadır. Bilim kurgunun dibine vuran Oblivion, beyin yakan türden olaylara ev sahipliği yapıyor.

Tom Cruise’a Altın Küre, Cuba Gooding’e de Oscar’ı getiren film Jerry Maguire, hayatın monotonluğu içinde kaybolmuş bir adamın öyküsünü gözler önüne seriyor. Uluslararası Spor İdaresi’nin en üst düzey yöneticisi olan Jerry Maguire, bu monotonluğu kırmak ve spor dünyasının ikiyüzlülüğünden yakınmak isterken beklemediği şekilde işinden olur. Hayata adeta yeniden başlayan Jerry Maguire, tek müşterisi Amerikan Futbolu oyuncusu Rod ile yoluna devam etmek zorunda kalır.

Anne Rice’ın aynı isimli popüler kitabından uyarlanan ansambl oyuncu kadrolu Interview with the Vampire, bizleri tıpkı kitap serisinde olduğu gibi uzun ve karanlık bir yolculuğa çıkarıyor. Serinin ilk filmi olan Interview with the Vampire, Malloy isimli genç bir gazetecinin 200 yaşında bir vampir olduğunu iddia eden Louis isimli bir adamla yaptığı röportajı konu alıyor. Serinin bilinen ve ana karakterlerinden olan ünlü Vampir Lestat’ı ise Tom Cruise canlandırıyor.

2003 yılının çok ses getiren filmi The Last Samurai, bizleri Japonya’nın geleneklerini bırakıp modern ordu düzenine geçmeye başladığı 1870’lı yıllara götürüyor. Yüzlerce yıllık Samuray geleneğinin adeta çöpe atılmaya çalışıldığı bu dönemde, Nathan Algren isimli bir Amerikan subayı Japonya’ya gönderiliyor. Görevi, Japonya’nın ilk modern ordusunu eğitmek olan Nathan, bir gün başına gelen kaza sonucu bir Samuray lideri tarafından kurtarılıyor. Bu noktadan sonra gerçek Samuray kültürü ile tanışan Nathan’ın hayatı hiç beklemediği şekilde değişiyor.

Filmin ilk dakikalarından başrol Tom Cruise’un ölmesiyle en başta bir şok etkisi yaratan film Edge of Tomorrow, bizleri Tom Cruise’un canlandırdığı Bill Cage karakteri ile birlikte sonsuz bir döngünün içerisine sokuyor. Yakın bir gelecekte dünya Mimics adı verilen telepati yoluyla iletişim kuran üstün zekâlı bir uzaylı ırkı tarafından istila ediliyor. Dünyanın tek umudu ise tecrübesiz bir subay olan Bill Cage’in bu uzaylıları tek başına yenmesi. Daha savaşın ilk dakikalarında ölen Bill Cage, kendini sürekli aynı savaşın tekrarını yaşarken bulur. Bu içinden çıkılamaz döngüyü kırmanın yolu ise uzaylıları yenmekten geçiyor.

Tom Cruise’un Altın Küre’yi evine götürdüğü bir diğer film olan Magnolia, biraz dikkatli izlenmesi gereken bir film. Zira 10 kişinin trajik hayatlarını tek bir noktada birleştiren Magnolia, bunu yaparken bizleri gönderme ve metafor bombardımanına da tutuyor. Magnolia, hayatın her karesinden insanların, alakasız ve sıradan sayılabilecek bir olay yüzünden nasıl ortak paydada buluşabileceğini anlatıyor.

Muhtemelen birçoğumuzu otizm kavramı ile tanıştıran film olan Rain Man, birbirine çok zıt iki kardeşin bütün ülkeyi boydan boya geçtikleri yolculuğunu ele alıyor. Los Angeles’ta tamamen “hovarda” bir hayat yaşayan Charlie (Tom Cruise), babasının ölümü üzerine 3 milyon dolarlık mirasa konacağını düşünür. Fakat Charlie’nin babası bütün mal varlığını Charlie’nin varlığından bile haberdar olmadığı otizm hastası abisi Raymond’a bırakmıştır.

Otizm hastası ve aynı zamanda müthiş bir matematik dehası olan Raymond ise olaylardan habersizdir. Mirastan vazgeçmek istemeyen Charlie ise abisi Raymond’ı bulunduğu klinikten kaçırır ve bu zıt ikilinin kimi zaman yürek burkan, kimi zaman ise kahkahalara boğan yolculuğu başlar.

İLGİLİ HABER

Tom Cruise ve Elon Musk, Uzayda Çekilecek İlk Film İçin Birlikte Çalışıyor

Bu filmin yönetmeni Stanley Kubrick, film vizyona girdikten kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Bugün sinema dünyasının en gizemli filmlerinden birisi olarak bilinen, görüntülerle adeta kitap yazılan Eyes Wide Shut; Tom Cruise ve Nicole Kidman'ın başrolde olduğu bir baş yapıt. Film üzerine söylenecek çok şey var, ancak önce izlemeniz gerek. Zira izledikten sonra nelerin söylendiğini merak edip kendiniz araştırmak isteyeceksiniz.

Tom Cruise, uzun meslek hayatı ve yaşına rağmen hâlâ Hollywood sinemasının en yetenekli ve  karakter yelpazesi geniş oyuncularından biri olmayı başarıyor. Her ne kadar Tom Cruise son dönemlerde genelde aksiyonlu rolleri tercih etse de Rain Man, Vanilla Sky ve Magnolia gibi filmlerde de bambaşka karakterlere nasıl bürünebildiğini bizlere şüphesiz gösteriyor. Sizler de en sevdiğiniz Tom Cruise filmlerini bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.

Popular Articles

Latest Articles