A­r­a­l­a­r­ı­n­d­a­ ­İ­s­t­a­n­b­u­l­­u­n­ ­d­a­ ­O­l­d­u­ğ­u­ ­2­5­ ­Ş­e­h­i­r­,­ ­T­ü­m­ ­D­ü­n­y­a­d­a­k­i­ ­S­e­r­a­ ­G­a­z­ı­ ­S­a­l­ı­n­ı­m­ı­n­ı­n­ ­Y­a­r­ı­s­ı­n­a­ ­N­e­d­e­n­ ­O­l­u­y­o­r­

Çin'de hizmet vermekte olan "Sun Yat-sen" isimli üniversite bünyesinde çalışan bir grup bilim insanı, küresel çapta bir araştırma gerçekleştirdi. Şehirlerin sera gazı salınımlarını inceleyen bu araştırma, dünya genelindeki sera gazının yüzde 52'sinin yalnızca 25 şehirden kaynaklandığını açığa çıkardı. Bunların hepsi "megakent" olarak nitelendiriliyordu ve aralarında İstanbul da vardı.

Bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre dünya nüfusunun yüzde 56'sı, büyük şehirlerde yaşamını sürdürüyor. Elbette bu da dünya geneline yayılan sera gazı salınımının şehirlere yoğunlaşmasına yol açmış durumda. Hatta araştırmaya göre küresel sera gazı salınımının yüzde 70'i şehirlerden kaynaklanıyor. Ancak dünya genelinde ne kadar çok şehir olduğunu düşündüğümüzde, salınan sera gazının yüzde 52'sinin 25 şehirden salınması gerçekten de önemli bir istatistik.

Çinli bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre Hindistan, Çin, Rusya, Türkiye ve ABD, sera gazı salınımı konusunda başı çeken şehirlere ev sahipliği yapan ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu noktada sera gazı salınımı yoğunluğunun Asya'da yoğunlaştığını da açıkça belirtmek gerekiyor. Yani İstanbul'un ve Moskova'nın da sera gazı salınımına vurgu yapıyor olsak da Çin, bu noktada ne yazık ki en zararlı ülke konumunda.

Araştırmadan Çin'i çıkardığımızda, gelişmiş ülkelerdeki şehirlerin sera gazı salınımının gelişmekte olan ülkelere göre daha yüksek olduğunu görüyoruz. Elbette bunun en büyük nedeni teknolojinin gelişmişliği, kentlerin nüfus yoğunluğu ve sanayii kuruluşlarından geliyor. İşte toplamda 167 kenti kapsayan araştırmanın çarpıcı sonuçlarını gösteren grafik...