İ­ç­m­e­ ­S­u­l­a­r­ı­n­ı­n­ ­İ­ç­i­n­d­e­k­i­ ­T­u­z­ ­M­i­k­t­a­r­ı­ ­S­a­ğ­l­ı­k­ ­A­ç­ı­s­ı­n­d­a­n­ ­R­i­s­k­l­i­ ­O­l­a­b­i­l­i­r­

Gelecekte insanlığın karşılaşacağı en büyük problemin su bulma konusunda olacağı tahmin ediliyor. Hatta birçok bilim insanı ve düşünür, gelecek yıllarda savaşların altın ve petrol için değil su için verileceği konusunda hem fikirler. 

Avustralya'da da su bulma sıkıntısı son zamanlarda iyice artmış gözüküyor. Sıcak hava nedeniyle su kaynaklarının kuruması, insanları yeni kaynaklar bulmaya yöneltti. Yer altı kaynaklarından su çıkararak bu konuya çözüm bulduklarını düşünen Avustralyalılar, suyun analiz edilmesiyle birlikte, bu sefer de farklı bir problem ile karşılaştılar.

Yapılan analizler sonrasında, içme suyunun ciddi miktarda tuz içerdiği saptandı. Suyun içerisinde yer alan sodyum miktarı, normalde bir insanın tüketmesi gereken sodyum miktarından çok daha fazla çıktı. Sağlıklı bireyler için bile aşırı tuz tüketiminin oldukça zararlı olduğu bilinirken, özellikle diyet programını takip etmesi gereken kişiler için, bu durum büyük sorun teşkil edeceğe benziyor.

Diyet programları sağlıklı yaşam için çok mühim bir yere sahip. Verilen programlar sadece zayıflamak anlamında değil, hipertansiyon, kalp, böbrek gibi hastalıklara sahip kişiler için kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir rutin. Bu programlarda ise genellikle kişilere bol su içmeleri tavsiye ediliyor. İşte tüm çelişki de burada başlıyor. Sodyum miktarı yüksek çıkan sudan, belirtilen miktarlarda tüketildiğinde vücuda istenmeyen bir madde alınmış oluyor.

Yetkililer konu ile ilgili dikkatli olunması gerektiğini bildirirken, sağlık örgütlerinin programlarında veya herhangi bir yasal düzenlemede sodyum miktarının direkt olarak sağlık üzerindeki kötü etkisinden bahsedilmiyor. Bu nedenle sağlık alanındaki yetkili kişiler, vatandaşlara suyu temin ettikleri yerlerden sodyum içeriklerini öğrenmelerini tavsiye ediyor.

Mevzubahis araştırma şu an için Avustralya'da yapılmış olsa da, sodyum gibi kimyasalların aşırı tüketilmesinin sağlık üzerindeki etkisi açıkça biliniyor. Bu nedenle yaşam kaynağınızın yeterince güvenilir ve sağlıklı olup olmadığını öğrenmekte büyük fayda var gibi gözüküyor.